Kalp ritim bozukluklarından biri olan atriyal fibrilasyon (AF), özellikle ileri yaş grubunda sık görülür. Bu ritim bozukluğu, kalpte kanın düzgün şekilde akmamasına ve pıhtı oluşumuna yol açabilir. Bu pıhtılar, beyin damarlarına giderek inme (felç) riskini ciddi oranda artırır.
Bu riski azaltmak için hekimler genellikle kan sulandırıcı (antikoagülan) ilaçlar önerir. Ancak bazı hastalar daha önce beyin kanaması (intrakraniyal hemoraji - ICH) geçirmiş olabilir. Bu durumda antikoagülan kullanımı hem fayda hem de risk taşıyabilir. Yani bir yandan inmeyi önlemek isterken, diğer yandan yeniden beyin kanaması riskini artırabiliriz.
Peki, bu karmaşık tabloyu nasıl dengeleyebiliriz?
2024’te Journal of the American College of Cardiology (JACC) dergisinde yayımlanan çok önemli bir çalışma, bu soruya ışık tutuyor.
1. İnme Riskinde Azalma (%36)
Antikoagülan ilaç kullanan hastalarda, beyin damarlarında pıhtı oluşumu riski önemli ölçüde azaldı. Bu da inme ve sistemik emboli (damar tıkanıklığı) riskinde %36 oranında azalma anlamına geliyor. Bu, oldukça önemli bir kazanım.
2. Ölüm Riskinde Düşüş (%47)
Tüm nedenlere bağlı ölüm oranı, ilaç kullanan grupta %47 oranında daha düşüktü. Yani bu ilaçları kullanan hastalar sadece felçten değil, genel sağlık durumundan ötürü de daha uzun yaşayabiliyor.
3. Yeniden Beyin Kanaması Riski
En çok korkulan konu buydu. Araştırmaya göre antikoagülan kullanımı, daha önce beyin kanaması geçirmiş kişilerde yeniden beyin kanaması riskini anlamlı düzeyde artırmadı. Bu bulgu, ilaçların düşünüldüğü kadar riskli olmadığını gösteriyor.
4. Ciddi Kanama Riski (%38 artış)
Antikoagülanlar, vücudun başka bölgelerinde ciddi kanama yapma riskini %38 oranında artırdı. Yani mide, bağırsak ya da idrar yollarında ciddi kanamalar yaşanabilir. Bu nedenle ilaç başlanırken dikkatli olunmalı.
Araştırma, antikoagülanların etkilerinin coğrafyaya göre değişebileceğini de ortaya koydu. Özellikle Asya kökenli hastalarda, bu ilaçlar yeniden beyin kanaması riskini biraz daha artırabiliyor. Ancak Batı ülkelerinde böyle bir artış gözlenmedi. Bu durum genetik, yaşam tarzı ve sağlık altyapısıyla ilişkili olabilir.
Bu çalışma bize şunu gösteriyor:
“Beyin kanaması geçirmiş olmak, her zaman antikoagülan kullanmaya engel değildir.”
Modern tıp, bireye özel risk analizi yaparak, en doğru tedavi seçeneğini belirleyebiliyor. Özellikle DOAC türü yeni nesil ilaçlar sayesinde felç gibi hayatı tehdit eden durumların önüne geçmek mümkün.
Unutmayın: En doğru kararı doktorunuzla birlikte vermelisiniz. Bu tür ilaçların kullanılmasında kişinin yaşı, kilosu, böbrek fonksiyonları, diğer hastalıkları ve ilaç etkileşimleri büyük rol oynar.
🩺 Kalbinizi koruyun, beyninizi de ihmal etmeyin.
İyi günler dilerim.
Prof. Dr. Ramazan Akdemir
Kardiyoloji Uzmanı – Sakarya
#kalpsağlığı #felçönleme #kaninceligi #af #beyinkanaması
Tem, 25 2025
Tem, 25 2025
Tem, 07 2025
Tem, 07 2025
May, 22 2025